Akkim, Ar-Ge alanında hayata geçirdiği öncü çalışmalarda hem şirket içinde inovasyon kültürünü yaşatıyor hem de Ar-Ge Merkezinde sürdürülebilir vizyonla yeni ekolojik ürünler kazandırmak için aralıksız çalışıyor. Akkim’de Ar-Ge çalışmalarına öncülük eden Ar-Ge Grup Müdürü Emre Kalaycıoğlu ile kimya sektöründe pazara yön veren inovatif çalışmalar üzerine enine boyuna konuştuk.
Akkim, Türkiye’de kimya sektöründe öncü bir konuma sahip. Bu durumun Ar-Ge Merkezi özelinde nasıl bir yansıması bulunuyor?
Vizyoner bir bakışla Ar-Ge çalışmalarımızda sürdürülebilir ve ekolojik ürünler geliştirmeye devam ediyor, yatırımlar yapıyoruz. Ar-Ge, üretim ve diğer birimler olarak bu yönde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Dolayısıyla Ar-Ge alanındaki öncülüğümüzü daha da ileri taşıyacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2022 yılında Ar-Ge bütçesini artırarak 28 milyon TL seviyesine çıkaran Akkim’de gelecek dönem hedefleri neler?
Bir sonraki yıl için hedefimizi “bu miktarın tam iki katı, yaklaşık olarak 52 milyon TL” diye özetleyebilirim. Tabii bunu bütçeledik ve bütçeler onaylanırsa, bu noktada 52 milyon TL, yani takribi olarak 2 milyon dolar civarında bir yatırım ve Ar-Ge bütçemiz olacak. Bu rakam, cironun yaklaşık bir buçuk katı civarını karşılıyor. Bu artışla birlikte daha da iyi olacağını ümit ediyoruz.
Son beş yılda Ar-Ge Merkezinde geliştirilen yeni ürünlerin, performans kimyasalları cirosuna katkısı yüzde 25 civarında oldu. Bu katkı bugün ve yarın için Ar-Ge Merkezi tarafında nasıl bir motivasyon yaratıyor?
Ar-Ge olarak pazarda talep edilen tüm ürünlere reaksiyon verme hızımız çok yüksek. Zaten bu hızdan dolayı yüzde 25’lik oranı yakalamış durumdayız ve bu oranı daha da büyütmeye çalışıyoruz. Takdir edersiniz ki, Türkiye pazarı gelişiyor ve bu pazarla beraber yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi gerekiyor. Bu anlamda da Ar-Ge’nin stratejik bir rolü var. Son derece dinamik olan performans kimyasalları pazarında hızlı hareket edebilmek, hatta bu pazarı yönlendirmek çok önemli.
Bir ihtiyaç belirdiğinde veya bir problem ortaya çıktığında gerekli çözümü sağlayacak kimyasalı ya da ürünü geliştirme hızı sektörde bu denli önemli mi?
Bu alanda rekabet edebilecek hızı yakalamak gerekiyor. Biz yapımızı bu dinamik şartlara uygun hale getirmiş ve dönüştürmüş durumdayız. Son zamanlarda bunu daha da geliştirerek reaksiyon hızımızı artırmayı başardık.
Akkim birçok sektöre hitap ediyor ve aynı zamanda geniş bir ürün yelpazesi var. Bu durum, Ar-Ge çalışmalarını çok çeşitlendiriyordur muhakkak. Sizin açınızdan, farklı sektörlerle iş birliği içinde olan ve bu kadar ürün çeşitliliğine sahip bir Ar-Ge organizasyonunu yönetme süreci nasıl oluyor, konuyla ilgili neler söylersiniz?
Bunu tek başıma yapmıyorum tabii ki. Her birimin başında bir yöneticimiz, bir müdürümüz var. Hepsini takip ediyorum ve sorumlusu benim. Her daim onlardan geri bildirim alarak, çalışmaların nasıl olduğunu takip ederek katkı yapmaya çalışıyoruz. İşleri olabildiğince hızlı ve sonuç odaklı yürütüyoruz.
Biz ürünleri revize ederken, bir taraftan da aslında üretim prosedürlerini de dönüştürmeye çalışıyoruz. Amacımız daha teknolojik, daha az enerji harcayan, çevreyi daha az kirleten prosesler geliştirmek.
Ar-Ge çalışmalarını yürüttüğünüz yeni ürünleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz? Merkezin yeni kurulan ve kurulması planlanan birimleriyle ilgili bilgi verir misiniz?
Yeni ürünler konusunda özellikle sürdürülebilir, ekolojik ürünler üzerine yoğunlaşıyoruz. Örnek verecek olursak, tekstilde düşük sıcaklıkta ve kısa sürede ağartma performansı sağlayacak bir ürün ile ilgili çalışıyoruz. Bununla aslında, ağartma kimyasalı olan peroksiti çok daha aktif bir hale getirerek düşük sıcaklıkta ve kısa zamanda performans vermesini sağlamak amacımız… Oldukça başarılı bir noktaya geldik. İleride bunu daha ticari hale getirme ümidindeyiz. Öte taraftan, kâğıt kimyasallarından örnek verecek olursak; yine ekolojik, toplum sağlığını tamamıyla koruyan ve kâğıdın içerisine yaş mukavemeti çok iyi bir şekilde performe eden bir ürün gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Burada olabildiğince düşük monomer miktarıyla çok daha ekolojik bir ürün elde etmeyi hedefliyoruz. Yine aynı şekilde, plastik bölümünde yapmış olduğumuz yenilikçi lübrikantlar sayesinde hem plastik işlentisinin süresini hem de sıcaklığını düşürmeye odaklandık,ki bu da yine bizim sürdürülebilir ve ekolojik çevre için yapmaya çalıştığımız ürünlerden bir diğeri. Bu ürünlerin hepsi biobazlı, biyolojik ürünler, yağ esterlerinin
türevleri. Dolayısıyla çevreye ve insan sağlığına duyarlı olma özelliğine sahipler.
Bir yandan Ar-Ge merkezlerinin değerli çabalarıyla üretilen yeni ürünler var. Diğer yandan eski ürünler hâlâ kullanımdalar, hâlâ iş görüyorlar ama çevreci ve sürdürülebilir değiller. Bugünün gerçekliğinde kullanılmamaları, farklı bir şekilde ikame edilmeleri gerekmez mi?
Evet, bu ürünlerin performansları çok yüksek olabilir ama ekolojik değiller. Misal, yüksek oranda formaldehit içerikli olanların yerine daha ekolojik, daha çevre dostu, daha sürdürülebilir ürünleri yerleştirmeliyiz.Sürdürülebilir bir dünya için olmazsa olmaz ürünler haline getirmeye; başlangıçta performansları düşük olsa da yavaş yavaş daha iyi performans gösterecek düzeye çekmeye çabalıyoruz. Örnek olarak, tekstilde formaldehitli reçinelerle buruşmaz apre üretirken artık bunun formaldehitsiz hatta glyoxal free (glioksal içermeyen) halini yaparak çok daha güzel, çok daha iyi performans gösteren, ekolojik ve çevreye duyarlı ürünler haline getirmeye çalışıyoruz. İnsan ve çevreye olan zararı minimize edecek şekilde dünyaya daha güzel, daha çevreci, daha yeşil ürünler kazandırmak için gayret gösteriyoruz.
Akkim ile tanıştığınız günden bugün geldiğiniz noktaya geçen sürede yaşadıklarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ben aslında Akkim’i yıllar öncesinden tanıyorum. Çünkü Türkiye’de, geriye entegre her türlü kimyasalları üretebilen bir firma olması sebebiyle benim için bir övünç ve gurur kaynağıydı. Yaklaşık bir buçuk yıldır Akkim çatısı altındayım. İlk önce tekstil kimyasallarıyla başladım, sonrasında da Ar-Ge Direktörü oldum. Bu süreçte gerek Ar-Ge ekibimiz gerek firmanın diğer birimleriyle çok güzel bir mesai içerisindeyiz ve sürekli yatırım konuşuyoruz. Önümüz çok açık ve ben burada, bu pozisyonda ileriyi konuşuyor olmaktan gururluyum, heyecan duyuyorum. Çok güzel kimyalara imza atacağımızı ümit ediyorum.
Ar-Ge çalışmaları talep üzerine gelişiyor. Sürdürülebilirlik vizyonuyla hayata geçirilen yeni çevreci ürünlere geçişte bir talep var mı?
Biz ürünleri revize ederken, bir taraftan da aslında üretim prosedürlerini de dönüştürmeye çalışıyoruz. Amacımız daha teknolojik, daha az enerji harcayan, çevreyi daha az kirleten prosesler geliştirmek. Nihayetinde biz burada kimyayı ele alıyoruz ama onu üretirken bile birtakım proses noktalarına dikkat ederek, bunların çevreye zararını toksikoloji anlamında ciddi derecede azaltıyor ve revize ediyoruz. O teknolojileri de yatırım olarak sunuyoruz.
Ar-Ge merkezinde bir fikrin projeye dönüşmesi hangi süreçlerle gerçekleşiyor?
Üniversitelerle ve müşterilerimizle iş birlikleri yapıyoruz. Biliyorsunuz, her firmanın bir Ar-Ge merkezinin oluşması, günümüzde artık olmazsa olmaz. Örnek veriyorum, büyük firmaların Ar-Ge merkezleriyle el sıkışıyoruz ve o projeyi beraberce ele alıyoruz. Bir tek müşteri talebiyle değil, Ar-Ge merkezlerinin iş birliğiyle de bu ürünü gerçekleştiriyoruz ve böylece farklı sonuçlar elde edebiliyoruz. Katmanlı ve çok daha katma değerli ürünler ortaya çıkarıyoruz. Mesela düşük sıcaklıkta, kısa sürede yapmaya çalıştığımız kasel işlemi, Bursa Havlu Tekstil ile ortaklı bir proje tipi. Dolayısıyla bu iş birlikleri sayesinde proje hem daha güzel bir hale geliyor hem de katma değeri daha yüksek oluyor.
Bir Ar-Ge merkezinin büyük başarılar elde etmesi için olmazsa olmazlar nelerdir?
Olmazsa olmazlardan bir tanesi iyi yetişmiş insan faktörü. Biz burada ekibimizle çok güzel bir ortam yarattık. Ekibimizin hepsi master sahibi, doktorasını yapmakta veya bitirmiş olan arkadaşlarımız. Yani, eğitim faktörünü bir kere cebimize koymamız gerekiyor. Burada güzel sonuçlar güzel ürünler çıkarabilmek, farklı teknolojiler yaratabilmek için olmazsa olmazlardan bir tanesi. Bir başka faktör ise teknik altyapı. Teknik altyapı dediğimizde de uygulama malzemeleri ve cihazlarını kastediyoruz. Bunları da Akkim bize sağlıyor.
Akkim Ar-Ge Merkezinin diğer Ar-Ge merkezlerine göre fark yaratan yönü ve unsurları nelerdir?
Yatırıma hiçbir zaman dur demeyen bir holdingimiz var. Devlet teşvikleri de var elbette, ancak bunun ötesinde, teşviksiz olarak yani kendi öz sermayemizle cihazları alıyor ve işletiyoruz. Holdingimiz, Ar-Ge çalışmalarını bir gider olarak değil, esas olarak görüyor. FTIR, infrared spectrofotometresi, gaz kromotografisi, GCMS, HPLC, DSC, TGA bizim Ar-Ge’mizi destekleyen teknik altyapılar. Bu anlamda da kendi bünyemizde bu ekipmanları yönetecek ve diğer uzman arkadaşlara daha kolay kullanım yolu sağlayacak bir ekip oluşturmuş durumdayız. Dolayısıyla bu sistemi daha hızlı bir hale getirmiş bulunmaktayız.
Yeni ürünler konusunda özellikle sürdürülebilir, ekolojik ürünler üzerine yoğunlaşıyoruz. Örnek verecek olursak, tekstilde düşük sıcaklıkta ve kısa sürede ağartma performansı sağlayacak bir ürün ile ilgili çalışıyoruz.
Akkim’de Ar-Ge Merkezindeki kültürel birikimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada çok güzel bir birikim oluşmuş durumda. Ar-Ge Merkezimiz 2013 senesinde kurulmuş ve o zamandan beri hep üzerine katarak bugünlere gelmiş. Akkim için Ar-Ge her zaman bir gereklilik oldu. Bu stratejik bakış çok önemli ve çok değerli. Beraberinde Ar-Ge’nin inovasyon kültürünü perçinlemiş. Biz şirket olarak, devamlı surette, inovasyon temelli eğitimler aktarıyoruz arkadaşlarımıza. Dış kaynaklı veya iç kaynaklı bu Ar-Ge kültürü, her geçen gün hem kendi içimizde hem Akkim genelinde gelişmeye devam ediyor.
Son olarak, bir kimyacı olarak günlük hayatın içinde neler yaşıyorsunuz? Siz, yaptıklarınızın hayatı dönüştürdüğünü görüyorsunuzdur ama bunu çevrenize anlatırken zorlandığınız oluyor mu?
Kimya hayatımızın her aşamasında. Akkim olarak biz bu aşamaları, özellikle de performans kimyasalları tarafında, en nihayetinde tüketicinin kullanmakta olduğu ürünleri sağlıyoruz. Örnek verecek olursak, bugün masa örtüsünün su tutmaz, kirlenmez bir hale gelmesini sağlayacak kimyasalı aslında bizim tekstil kimyasalları birimimiz üretiyor. Son zamanlarda floro-karbon free bazlı ürünler üretmeye çalışıyor ve bu su iticileri, kirlenmez apre ürünleri, finish ürünleri üretiyoruz ve çok da başarılı hale gelmiş durumdayız.
Bununla ilgili yine üniversite iş birlikleriyle çalışmalarımızı artırıyoruz, daha da iyi hale getirmeyi umuyoruz. Onun dışında, asfalt ve betonda kullanmış olduğumuz yardımcı kimyasallar sayesinde hem daha uzun performanslı asfalt ürünleri sağlıyoruz hem de betonun karbon emisyonunu düşürecek ürünler geliştiriyoruz. Bunlar da bizim aslında görünmeyen katma değerlerimiz. Burada Ar-Ge çalışanları hayatın içinde ne yaptıklarını çok iyi görüyorlar. Bu yabancılaşmanın da önüne geçen bir şey.