Kağıt ve Su Kimyasalları Satış Bölüm Yöneticisi Serhat Zeytinci’yle kağıt ve su kimyasallarının kullanım alanlarını, pazarın Türkiye’deki durumunu ve 2018 hedeflerini konuştuk.
Banu Bozdemir
Öncelikle bulunduğunuz bölüm ve çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ben Kağıt ve Su Kimyasalları Satış Bölüm Yöneticisi olarak görev yapıyorum. Yaklaşık 10 yıllık bir Ar-Ge geçmişim var. Son üç yıldır da satış departmanında yer alıyorum. Bölüm olarak kağıt üretiminde ve su arıtımında kullanılan kimyasallarla ilgileniyoruz. Bunların satışlarını yapıyoruz.
Bölümünüzde kaç kişiyle çalışıyorsunuz?
Satış bölümünde benimle birlikte üç arkadaşım daha var. Bu arkadaşlarımızdan biri su arıtma, diğer ikisi de kağıt tarafının satışıyla ilgileniyor. Ar-Ge’de dört arkadaşımız da yeni ürün ve proses geliştirme üzerine çalışıyor.
Türkiye’de kağıt üretimi ne durumda?
Türkiye’de kağıt üretiminde şu an için iki dalda yatırım var. Biri temizlik kağıdı, diğeri ise atık kağıtlardan üretilen geri dönüşüm kağıtları. Temizlik kağıdı son on yılda yaklaşık 250 bin tondan, 1 milyon tona çıkmış durumda; yani dört katı büyüdü. Yatırımlar çok fazla. Öte yandan, önümüzdeki senelerde daha çok geri dönüşüme yönelik yatırımların olmasını bekliyoruz.
Tam olarak neleri kapsıyor bunlar?
Bizim ürünlerimiz kağıt tarafında, özellikle temizlik kağıdı sektörüne yönelik ürünler. Kağıt havluların üretiminde kullanılan yaş mukavemet reçineleri, tuvalet kağıdında kullanılan geçici yaş mukavemet kimyasalları Akkim’de üretiliyor ve bu konuda pazar lideriyiz.
Hedefinizde yeni ürünler var mı?
Yeni ürünlerimiz daha çok geri dönüşüm tarafına yönelik olacak. Özellikle kuru mukavemet reçinesiyle ilgili yeni ürünlerimiz ve Ar-Ge çalışmalarımız var. Gerek beyaz, gerek geri dönüşüm kağıtlarında kullanılan su iticilere yönelik çalışmalarımız da devam ediyor.
Biraz da su kimyasalları bölümündeki ürün gamından bahsedebilir miyiz?
Dünyada su kaynaklarının öneminin her geçen gün artmasıyla birlikte suyun arıtılması ve geri kazanılmasıyla ilgili yöntemler ve kimyasallar trend konu oldu. Biz de bu alanda arıtmaya yönelik kimyasallarımızla yer alıyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda Akkim bir ultrafiltrasyon (UF) yatırımı yaptı. Su kimyasallarının UF işiyle sinerjisi nasıl?
Su arıtma tesislerinde üç tane su arıtma yöntemi var: Biyolojik, kimyasal ve fiziksel. Kimyasal; adı üzerinde kimyasallarla arıtma yapılan yöntem. İçme suyundan, evsel atık su arıtma ve endüstriyel atık su arıtmaya kadar bütün arıtma tesislerinde bizim ürettiğimiz kimyasallar kullanılıyor. Ultrafiltrasyon ise fiziksel arıtma cinsine giriyor. Yani bir arıtma tesisini düşündüğünüzde, içerisinde hem kimyasallar, hem de UF kısmı yer alıyor. UF yatırımımızla birlikte Akkim olarak müşterilerimize her iki alanda da hizmet verme kabiliyetimiz oldu. Bu sayede müşterilerimize hem kimyasal, hem de ekipman anlamında entegre çözüm sunabiliyoruz.
Hangi firmalarla rekabet ediyorsunuz ve Akkim’in rekabet avantajları neler?
Hem kağıt, hem de su arıtma tarafında, Dünya çapında global firmalarla rekabet ediyoruz. Tüm temizlik kağıdı üreticileri bizim müşterilerimiz. Su arıtma tarafındaki müşteri profilimiz ise içme suyu arıtma tesisleri, belediyelerin arıtma tesisleri, atık su arıtma tesisleri ve endüstriyel atık su arıtma tesislerinden oluşuyor.
Özellikle kağıt üretiminde, lojistik avantajımız sayesinde oldukça rekabetçiyiz. Çünkü temizlik kağıdı üretiminde kullanılan kimyasalların raf ömürleri çok kısa. Bu anlamda yurt dışı menşeli firmalara karşı ciddi bir avantajımız var. Yerli üretici olmamız en büyük gücümüz. Yine su arıtma tarafında da hammadde ve lojistik avantajlarına sahibiz.
2018 yılında odaklandığınız konular neler olacak?
Önümüzdeki sene, yeni ürünlerimizle iç piyasada ve ihracatta büyümeyi planlıyoruz. Özellikle geri dönüşüm kağıtları, kuru mukavemet kimyasalları ve su itici ürünlerimizle bu büyümeyi sağlayacağız.
Ne kadarlık bir büyüme bekliyorsunuz?
Kendi bölümümüzde yaklaşık %20 civarı bir büyüme bekliyoruz.
Son olarak Akkim’le ilgili duygularınızı alabilir miyiz?
Akkim ithal ikamesi ve ilkleri yapan bir firma olarak kimya sektöründe çok özel bir yere sahip. Bu hislerle 10 yıl Ar-Ge’de çalıştım. Yurt dışından ithal edilen ürünlerin yerine ikame ürünlerin geliştirilmesi ve pazara sunulmasında aktif rol oynadım. Bu motivasyonum halen devam ediyor; Türkiye’de üretilmeyen ürünleri sektöre kazandırmak çok güzel bir duygu.