AKKİM’İN GIDA KATKI ÜRETİMİ TESİSİ PEK ÇOK YÖNÜYLE BİR KİLOMETRE TAŞIDIR

AKKİM NAZİLLİ FABRİKA DİREKTÖRÜ ALİ KAPLAN

Akkim, Nazilli’de hayata geçirdiği gıda katkı üretimine yönelik tesisi ile Türkiye’de bir ilke imza atarak, FSSC 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgesine sahip ülkemizin ilk ve tek üreticisi oldu. Gerek ulusal gerek uluslararası pazarda taşıdığı stratejik önemle dikkat çeken tesisin hayata geçiriliş süreçleri ve ülke ekonomisine katkıları üzerine Akkim Nazilli Fabrika Direktörü Ali Kaplan ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

Ürün üretme süreçlerinin veri akışı ve kaydedilmesi için kullandığımız otomasyon sistemlerimiz sayesinde “sıfır proses hatası” hedefimizi yakaladık. Bunun yanında üretim, depolama ve laboratuvar alanlarına olası yetkisiz ve kötü niyetli erişimlere engellemek amacıyla kartlı geçiş sistemleri ve kritik noktaları kaydeden harekete duyarlı güvenlik kamera sistemleri ile donattık.

Akkim’in Nazilli’deki en yeni tesisi gıda sektörüne yönelik oldu. Gıda katkı üretimini amaçlayan tesisin bina inşasından teknolojisine dek devreye alınma sürecindeki hazırlıklarınız neler oldu?

Akkim Nazilli CMC Üretim Tesisi; Türkiye’nin en büyük CMC üretim tesisi olup, çatısı altında farklı sektörlere hitap eden farklı CMC tipleri üretilmekteydi. E466 olarak isimlendirilen ve gıda katkısı olarak kullanılan CMC türü ise hem üretim süreçleri hem de sistemsel yaklaşımlarla birlikte üst seviye hassasiyetler gerektiriyor. Dolayısıyla bu seviyeye ulaşmak için doğru altyapı ve tesis gereksinimlerini belirlemek en önemli adım oluyor. Bu nedenle, öncelikle hedeflenen kalite ve ürün güvenirliği seviyesine ulaşmak için “uygun ve doğru tespit edilmiş bir tesis” tasarlamak ve uygulamak gerekiyordu. Biz de referans olarak gıda sektörün en üst düzey sertifikasyonlarından biri olan FSSC22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi temel şartlarından ön koşul programını referans alarak tesis ve altyapı planlamasını yaptık. Gıda üretiminin olmazsa olmazları arasındaki hijyen koridorundan tutun da içeride çalışacak personelin kıyafet düzenine kadar birçok noktayı en ince detayına kadar ele aldık. Üretim tesislerinin temizlenebilir bir tesis olmasının yanında açıklık kontrolü, haşere mücadelesi gibi önemli başlıklara yönelik olarak fiziki tedbirlerle birlikte profesyonel firmalardan destek aldık. Üretim aşamasının yanı sıra ürünün müşteriye ulaşana kadar depolanacağı, bekletileceği, araçlara yükleneceği alanların tamamının koşullarını da planlamak gerekiyor. Ürün üretme süreçlerinin veri akışı ve kaydedilmesi için kullandığımız otomasyon sistemlerimiz sayesinde “sıfır proses hatası” hedefimizi yakaladık. Bunun yanında üretim, depolama ve laboratuvar alanlarına olası yetkisiz ve kötü niyetli erişimleri engellemek amacıyla kartlı geçiş sistemleri ve kritik noktaları kaydeden harekete duyarlı güvenlik kamera sistemleri ile donattık. Ürün kalite kontrollerinin üst seviyede yapılabilmesi için metal detektörü manyetik seperatörler, laboratuvar donanımları gibi birçok destek ekipman da devreye alındı.

Yeni tesisle birlikte Akkim, FSSC 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgesine sahip Türkiye’deki ilk ve tek üretici oldu. Bu açıdan, yeni tesisin stratejik önemini nasıl yorumlarsınız?

Türkiye’nin en önemli gündemlerinden biri olan ihracatı artırmak, dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli teknolojiler geliştirmek başlıklarının tamamına yönelik bir yatırımdır. Bugüne kadar ithal edilen E466 gıda katkısının Türkiye’de ilk kez üretimi sağlanmış, bunun yanında yüksek katma değere ve potansiyele sahip bir ihracat kalemi daha Türkiye ticaretine kazandırılmıştır. Her alanda ekonomik gelişme hedefinin bence önemli bir kilometre taşıdır. Ürün geliştirilmesinden tesis planlaması ve yatırımına kadar bizim insanımızın emeğiyle ortaya çıkmış bir eserdir. Bu yatırımla birlikte CMC ürününün kişisel bakım, reçetesiz medikal ürünler ve nihayetinde ilaç sektörü kullanımlarına yönelik de gelişmesinin ve iş fırsatlarımızın önü açılmış oldu.

Yeni tesisin ham maddesi olan karboksimetil selülozun gıda sektöründeki kullanım alanlarına örnek verir misiniz?

Gıda ürünlerinin içeriğinde yazılan E tipi katkı maddeleriyle ilgili tüketiciler nezdinden ciddi belirsizlikler ve şüphelerin olduğu malumunuzdur. Ancak E466 tüm bu şüphe ve belirsizliklerden uzak, güvenli bir katkıdır. Başka bir ifadeyle; ürünün temel bileşimine, tadına, dokusuna, kokusuna hiçbir etkisi olmayan güvenli bir katkıdır. Sektörde kıvam arttırıcı, nem tutucu, bağlayıcı özellikleri ile aslında birçok fabrikasyon üretim temel gıdada sıklıkla kullanılır. Selüloz Gum, E466 veya Carboksi Metil Selüloz isimleriyle içerikte gösterilir. Kullanıldığı başlıca ürünler arasında meyveli yoğurtlar, meyveli sütler, sütlü tatlılar, dondurmalar, hazır çorbalar, bazı kıvamlı içecek türleri, çikolatalı atıştırmalıklar, pasta süsleme şeker hamurları, ketçap, mayonez türleri sayılabilir.

Yeni tesis sadece ulusal değil, uluslararası gıda sektörünün ihtiyaçlarını hangi oranda karşılayacak? Üretim kapasiteniz ve yıllık üretim hedefleriniz nedir?

İkinci faz yatırımla birlikte 6.000 ton/yıl toplam kapasitemiz ürün tipine de bağlı olarak 13.000 ton/yıl seviyesine kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Gıda Kalite CMC tek bir ürün, birçok alt türleri de bulunuyor. Farklı uygulamalar için farklı teknik özelliklerde müşteriye özgü proseslere uygun CMC çeşitlerinin ürün gamında olması gerekiyor. Bu anlamda geniş ürün çeşitliliği ile daha ikinci yılın başında önemli bir pazar büyüklüğüne ulaştık. Üretimimizin yüzde 85’i yurt dışı pazarına hitap edecek. Dünya pazarına bakıldığında nihai kapasitemiz ile pazar payımız yüzde 2 ila yüzde 3 seviyelerinde olup, bu sektörde kişisel bakım, medikal ve ilaç sektörlerini de düşününce daha gidecek çok yolumuz olduğu açık.

Biraz da Nazilli’de Akkim bünyesine katıldığı iki yıl boyunca yaşananları ve bugün gelinen noktayı özetler misiniz? Başlangıçta belirlenen hedeflere ulaşıldı mı?

Normalde şirket satınalmaları ve birleşmeleri, yani entegrasyon süreci çok zorlu ve sancılı olmasına rağmen gerek Akkim gerek USK çalışanlarının özverili çalışmaları sayesinde son derece rahat ve neredeyse sıfır aksaklıkla tamamlandı. Burada iki farklı entegrasyondan bahsetmeliyiz: “Teknik ve idari entegrasyon” ve “şirket kültürü entegrasyonu”. Teknik ve idari entegrasyonda söz konusu olan süreçlerin tanımlanması, görev ve sorumlulukların yeniden tasarımı, iş akış süreçlerini mevcut işleyişi de bozmayıp tedarik zincirini aksatmadan hem tedarikçilerimizi hem de müşterimizi de kapsayacak şekilde tamamlanması, aynı zamanda da tüm bunların organizasyonun her seviyesine yayılmasıdır ki; bu 2021 yılının Mart-Haziran aylarını kapsayan çok kısa bir sürede tamamlandı. Şirket kültürü entegrasyonu ise takım olmayı, ortak hedeflere koşmayı gerektiriyor. Çalışanların her seviyesinde aynı motivasyonu sağlamak gibi iddialı bir süreç. Ben bu sürecin de devir sonrasında oldukça hızlı bir şekilde tüm alanlarda yayılımının sağlanarak büyük oranda başarıldığını düşünüyorum.


Normalde şirket satınalmaları ve birleşmeleri, yani entegrasyon süreci çok zorlu ve sancılı olmasına rağmen, gerek Akkim gerek USK çalışanlarının özverili çalışmaları sayesinde son derece rahat ve neredeyse sıfır aksaklıkla tamamlandı.

Tesisin geçmişten bugüne uzanan öyküsündeki önemli kilometre taşlarını da özetlemek gerekirse, söze USK Kimya dönemine denk gelen 2015 yılında başlayan çalışmalarla tedarik zincirini aksatmadan Nazilli OSB’de yeni kurulan bu tesise taşınıldığını söyleyerek başlamalıyım. 2016 yılında SAP kurumsal kaynak planlama yazılımı tamamlanmış ve geçiş çalışmaları yılın en iyi projesi seçilmişti. 2017 yılında ev ve kişisel bakım ürünleri alanında Türkiye’deki ilk HPC420 belgesini almaya hak kazanıldı. Türkiye’nin ilk endüstriyel ölçekteki saf CMC tesisinin devreye alınması 2019 yılında gerçekleşti. 2020 yılında ise Gıda Kalite CMC üretimi yapabilen bu tesis için FSSC 22000 belgelendirme çalışmaları başlatıldı. Akkim bünyesinde, 2022 Mayıs ayında tamamlanan çalışmalar ile Türkiye’nin ilk E466 gıda katkı maddesi üretimi FSSC belgesi alındı. Bunun yanı sıra merkez tesislerimizin sahip olduğu sertifikalardan Nazilli tesislerimiz için 2022 yılında ISO 14001 ve ISO 45001 entegrasyonunu sağladık.

Belirttiğiniz gibi, burası FSSC 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgesine sahip Türkiye’nin ilk ve tek tesisi. İlgili sertifika gündelik yaşamda nasıl karşılık buluyor? Ayrıca bu belgeye sahip olmak üretim noktasında nasıl bir süreç oluşturuluyor?

CMC birçok farklı sektörde farklı fonksiyonları yerine getiren ve kullanımı itibariyle B2B bir ürün. Bu kullanım alanlarından biri de gıda sektörü. Bu sektörde E466 Selüloz Gum olarak da anılan ve kıvam verici, akışkanlık düzenleyici olarak tercih edilen bir ürün. Gıda ürünlerinin güvenliği, bugün sıklıkla tartışılan ve son tüketici ürünü üreten tüm gıda üreticilerinin en önemli önceliğidir. Burada güvenliği zincirin tüm halkalarında sağlamak için geliştirilen iki ana standarttan biri de FSSC 22000’dir. Tedarikçiden satışa kadar olan tüm süreçlere ilişkin sıkı tedbirlerin hayata geçirilmesini garanti etmek adına süreç tasarımları, risk analizleri, kritik kontrol noktaları tanımlanması yanında, direkt olarak tesis alt yapısına ve uygulamaya yönelik gereklilikleri tanımlayan ve uluslararası geçerliliği olan bir sistemdir. Bu sertifikasyona sahip tesisler için uyulması gereken önemli konuların doğru yönetildiğinin garanti edilmesi gerekir. Gıda kodekslerinde tanımlanan ürün özellikleri sağlanmalı; aynı zamanda mikro biyolojik, kimyasal, alerjen, sabotaj, hijyen ve güvenlik, bulaşma gibi birçok risk yönetilmelidir. Ambalajda yasal bilgilendirmelerin yazıldığı etiketin içeriğinden tutun da hangi şartlarda taşınacağına kadar kontrollerin yer aldığı kapsamlı bir süreci yönetmelisiniz.

Nazilli Tesisinde üretilen ürünler üzerinden örnekler vererek, farklı sektörlerin hangi faaliyetlerine katkı sağlandığı ya da bireysel ve toplumsal açıdan günlük hayatta nasıl karşımıza çıktıklarını aktarır mısınız?

Birçok çeşide sahip Karboksi Metil Selüloz (CMC) örneğinden yola çıkalım. Farklı sektörlerde farklı amaçlarla kullanılan ve genellikle terzi usulü müşterinin ihtiyacına göre geliştirilen bir ham madde grubu üründür. Piyasada teknik ve saf olmak üzere iki ana grup CMC bulunuyor.

CMC petrol endüstrisinde PAC, yani Poli Anyonik Selüloz, gıda sanayinde E466 Selüloz Gum olarak da isimlendiriliyor. Tüketim hacmi olarak düşünüldüğünde sondaj, maden, kâğıt ve deterjan sektörü ana pazarımızı oluşturuyor. Tabii boya, kaynak elektrotu, yapı kimyasalları, seramik, tutkal gibi farklı endüstriler için de önemli bir ham maddedir. Bir diğer kullanım alanı ise kişisel bakım ürünleri sektörüdür. E466 koduyla da gıda sektöründe kıvam arttırıcı ve bağlayıcı olarak kullanılır. Gerekli sertifikasyonlar sağlandığında ilaç sanayisinde de yine önemli bir ham madde olarak bilinir. Her bir kullanım alanı için farklı görevleri yerine getiren bir üründür. Örneğin maden sektöründe flatosyon ile maden ayrıştırma sağlarken, sondaj sektöründe derin sondajlarda birçok farklı bileşenle bir araya gelerek sondaj çamuru hazırlamada kullanılır ve soğutma, su kaybına engel olma gibi görevleri yerine getirir. Deterjanda ise leke çıkarma özelliği yanında suya geçen kirlerin yıkanan kıyafetin geri kalan bölümlerine yayılımı ve işlemesine engel olur. Başka bir kullanım alanı ise duvar kâğıdı yapıştırıcısı; burada hiçbir katkı olmaksızın kullanılan tutkal sadece CMC’dir. Diş macunu, saç bakımı jöleleri, çeşitli kremler gibi kozmetik ürünleri; kontak lens sıvıları, göz damlaları, şuruplar, efermasan tablet türü tıbbi ve medikal uygulamalar diğer bazı kullanım alanlarıdır. Başka bir kullanımı ise pil sektöründedir. Pil içeriğinde bağlayıcı özelliği sebebiyle de yararlanılır. Gıdada ise hazır çorbada, dondurma ve krema ürünlerinde, tatlandırılmış, aromalı, meyve katkılı süt ve yoğurt ürünlerinde yaygın olarak kullanılır. Bilinen en uç kullanım alanı örneklerden biri ise ebru sanatı. Ebrunun kâğıda aktarılmadan hazırlandığı tekne suyunda kullanılır ve bu sanatın tekniği gereği eşsiz olarak nitelendirilen eserlerin ilk vücut bulduğu zemini oluşturur.

Nazilli’de nasıl bir çalışma sistematiği var? Tesiste hangi meslek gruplarından çalışanlar bulunuyor?

Tesislerimizde 7 gün 24 saat çalışıyor, üretmeye devam ediyoruz. İşlerimiz yarı mamül hazırlık, reaksiyon, kurutma, paketleme olarak dört ana süreçle yönetiliyor. Akkim’de profesyonel seviye dediğimiz üretim, kalite ve Ar-Ge süreçlerimizde özellikle kimyager, kimya mühendisi çalışmakla birlikte bakım için makine, elektrik, elektronik mühendisi ile planlama ve diğer bölümler için farklı meslek gruplarından çalışma arkadaşlarımız bulunuyor. SEÇ konusunda ise alanında uzman sertifika sahibi çalışanlarımız var.

Operasyonel seviyede özellikle usta-çırak ilişkisi de diyebileceğimiz, şirketimize uzun yıllar hizmet eden “formen” arkadaşlarımızın deneyimlerinden faydalanıyoruz. Kadın emeğinin sanayide var oluşunu destekleyen şirketimizin hem profesyonel hem operasyonel seviye için kadın istihdamına verdiği önemle, üretimin değişik aşamalarında da kadın çalışanlarımızın emeği olduğunu belirtmek isterim.

CMC birçok farklı sektörde farklı fonksiyonları yerine getiren ve kullanımı itibariyle B2B bir ürün. Bu kullanım alanlarından biri de gıda sektörü. Bu sektörde E466 Selüloz Gum olarak da anılan ve kıvam verici, akışkanlık düzenleyici olarak tercih edilen bir ürün. Gıda ürünlerinin güvenliği, bugün sıklıkla tartışılan ve son tüketici ürünü üreten tüm gıda üreticilerinin en önemli önceliğidir.

Akkim bünyesine katılmadan önceki süreci de bildiğinizden, neler değişti?

Akkim ve Grup şirketlerinin büyük bir bilgi birikimi, deneyimi ve teknik altyapısı var. Bu sistemi ve yetkinlikleri yıllar içerisinde belli bir olgunluk seviyesine ulaşmış ve sektörün birçok firmasına örnek teşkil edecek pek çok farklı disiplinde uygulamaları olan bir şirket… Devir öncesinde ise sistem büyüme sancıları çeken ancak gelişime ve büyümeye odaklanmış, birçok alanda ilkleri ve özel uygulamaları başarmış, teknik konulara hâkim ve büyümeye çalışan bir yapı vardı. Bu durum beraberinde büyük bir sinerji getirdi. Organizasyonel yapıda birbirine destek olan ama aynı zamanda görev dağılımı net bir yapıya geçişle birlikte çoklu görev dağılımlarından belli konularda uzmanlığa geçişi, idari yapıda özellikle orta kademeyi güçlendirmeyi ve her konuda yoğun eğitimleri ilk başta sayabilirim. En önemli değişiklik SEÇ konularında gerçekleşti. Yasal zorunluluğun ötesinde bir kadro ile SEÇ faaliyetlerimizi yönetiyoruz. Tam zamanlı iş yeri hekimi, SEÇ birimin kurulması ve sahada Akkim’in örnek uygulamalarını hızlıca devreye alarak önemli iyileştirmeler sağlandı. Çalışma koşullarının iyileştirilmesinden tutun da teknik altyapının güçlendirilmesine yönelik önemli yatırımlar hayata geçirildi. 

Türkiye’de önemli konulardan biri de her pozisyonda nitelikli çalışana sahip olmanın zorluğu. Tabii ki nitelikli personel bir zaman meselesi. Bu noktada siz neler yapıyorsunuz?

Bu soruyu kısaca “çekim merkezi” olabilme kavramı ile açıklayabilirim. 2022 yılında Akkim olarak, yüksek katılımla gerçekleştirilen GPTW anketinde çok yüksek bir skor aldık. Bu aslında yapılan onlarca farklı uygulamanın genel bir algı ile nasıl sonuç verdiğinin göstergesi olması açısından önemli. Elbette maddi kazanımlar bir çalışan için önemli ve bu konuda Akkim bir sistematikle sektör ve ülke gerçeklerinden uzak kalmadan, hatta bazı uygulamalarıyla liderlik eden bir şirkettir.

Örneğin çalışanlara ve ailelerine tamamlayıcı sağlık sigortası yapılması çok çok nadir bir uygulamadır. Çalışanların gelişimi için eğitimler ve koçluk-mentorluk gibi uygulamalar ile önce çalışan sadakati sağlanmakta ve çalışanlarda oluşan bu algının yansımaları ile hem profesyonel hem operasyonel seviyede -özelikle bunu Nazilli için gönül rahatlığı ile söyleyebilirim- ilk tercih edilen şirket durumundayız. Kurumsal olarak staj programları, burs programları gibi çeşitli etkinliklerle de gelecekte doğacak istihdam ihtiyaçlarını bugünden planlıyoruz.

Günümüzde fabrikalar teknolojik altyapılarıyla da öne çıkıyor. Bu noktadan hareketle Akkim Nazilli’yi nasıl değerlendirirsiniz?

Tesislerimizde yaygın olarak otomasyon sistemleri, ölçüm ve izleme araçları kullanılıyor. Ürün üretilen tüm reaksiyon hatları otomasyon kontrollü ve olası operasyonel hataları minimize edecek şekilde tasarlandı. Ayrıca tüm tesiste siparişten faturalamaya kadar girdi kontrol, üretim, kalite kontrol, depolama, sevkiyat gibi tüm süreçler Kurumsal Kaynak Planlama yazılımı üzerinden anlık izleme, raporlama ve takibi sağlayacak şekilde kurulu ERP altyapısıyla sağlanıyor.

Diğer önemli bir konu da sürdürülebilirlik. Artık üretim verimliliği kadar; gezegenimizin yarınları için sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve karbon ayak izi gibi konular da bir tesisin verimliliğini belirlemede ölçüt. Bu açıdan Akkim Nazilli fabrikasını nasıl buluyorsunuz?

Akkim olarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile AB Yeşil Mutabakatı’nda belirtilen temel ilkeleri hedef benimsiyor, bu hedeflerin talep ve değer zincirimize kazandırılması için çabalıyoruz.

Akkim ve Grup şirketlerinin büyük bir bilgi birikimi, deneyimi ve teknik altyapısı var. Bu sistemi ve yetkinlikleri yıllardır uygulayarak belli bir olgunluk seviyesine ulaşmış ve sektörün birçok firmasına örnek teşkil edecek pek çok farklı disiplinde uygulamaları olan bir şirket…

Aralık 2019’da Avrupa Birliği Komisyonu tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı 2030 yılına kadar karbon salımının yüzde 50 oranında azaltılmasını ve 2050 yılında ise sıfır karbon salım hedefine ulaşılmasını planlamakta. Tesisimizde aynı zamanda tekstil atıklarının geri kazanımı sağlanmakla birlikte, kâğıt havlu gibi selüloz bazlı ürün üreten bazı endüstriyel tesislerde oluşan atık selülozları da ürünlerimizde tüketerek atık geri dönüşüm oranının artırılması adına adımlar atıyoruz. Kaynak kullanımının iyileştirilmesi kapsamında yürütülen verimlilik çalışmaları yanında su tüketiminin azaltılması ve optimizasyonu gibi projeler devam ediyor. Yenilenebilir enerji olarak RES ve GES projeleri gündemde, kısa vadede hayata geçirilecek. Çevre yönetim sistemlerimizin sahaya yayılımı anlamında tesis genelinde tüm atıklar ayrıştırılıp atık yönetimi ve takibi yapılıyor. Bu atıkların azaltılması için hedeflerimiz var. Diğer yandan AkkimCe markası altında cinsiyet eşitsizliğinin azaltılmasını sağlıyoruz. Cinsiyet eşitliğini destekleyen Akkim, kadın çalışanların iş gücüne katılımı ve eşitsizliklerin azaltılması süreçlerini politika ve stratejilerine entegre ediyor. Şirket içi tanıma, takdir ve ödüllendirme sisteminin geliştirilmesi hedefi doğrultusunda İSG alanı ve kaynak tüketimi konularında 2022 yılında Zirvedeki Akkimliler programında Nazilli CMC Tesisi olarak iki ödülün sahibi olduk.

Söz İSG’ye gelmişken, Akkim Nazilli olarak bu konuda hangi hassasiyetlere sahip olduğunuzu da soralım…

Özellikle Akkim Kimya bünyesine geçiş ile birlikte son 1,5 yılda toplam 12 milyon USD yatırım yapıldı ve bu yatırımın yarısı doğrudan işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili oldu. Kalan yüzde 50’lik yatırım harcamalarının da önemli bir bölümü iyileştirme ve modernizasyona yapıldı. Bu yatırımların önemli bir kazanımı ise gürültü azaltma, ergonomi, çalışma ortamını iyileştirme, manuel yapılan adımların azaltılarak işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik önemli iyileştirmeleri de kapsaması oldu. Yine Akkim bünyesine geçtiğimiz son iki yıl üzerinden baktığımızda, Akkim SEÇ kültürü ile entegrasyon için önemli çalışmalar yapıldığını belirtmeliyim. Bu çerçevede eğitimler, standartlaşmaya yönelik faaliyetler ve kültür değişimi sağlandı. En önemli prensip olan “Güvensiz durum varsa her bir Akkim çalışanının ve Akkim’de iş yapan taşeron çalışanlarının işi durdurma yetkisi vardır” uygulaması her bir çalışana kazandırılan önemli bir farkındalık olarak hassasiyetlerimize değerli bir katkı yaptı. Son olarak, tüm çalışanlarımızın çevrim içi İSG eğitimleri yanı sıra 16 saatlik iş güvenliği eğitimleri aldığını, tesislerimizde düzenli tatbikatlar yaptığımızı belirtmeliyim. 2022 yılında kaza sıklık oranı/kaza ağırlık oranının düşürülmesi hedefimize yüzde 64 iyileştirme sağlayarak ulaştık ve bu aynı zamanda sürekli hedeflerimiz arasında yerini koruyor.