Akkim Gündem | Sayı 26

www.akkim.com.tr 51 rektiren bir alandır. Şefler, bilimsel bilgileri kendi ustalık ve zevkleriyle birleştirerek benzersiz yemekler yaratır. Dola - yısıyla, gastronomide bilimin rolü büyük olsa da, yemek yapma süreci hâlâ sanatsal ve yaratıcı bir uygulamadır. Kimya ve gastronomi denildiğinde karşımıza çıkan “moleküler gastronomi” kavramını biraz daha açalım mı? Yemek yapma sürecinde hangi adımlara nasıl dahil olur? Moleküler gastronomi, gıdaların kimyasal ve fiziksel pren - siplerini anlamak ve kullanmak üzerine odaklanan bir yaklaşım. Bu disiplin, geleneksel yemek yapma teknikle - rine bilimsel bilgi ve analiz eklemek suretiyle yaratıcı bir yaklaşım sunuyor. Moleküler gastronominin temel amacı gıdaların kimyasal, fiziksel ve duyusal özelliklerini anla - mak ve daha iyi yemekler yapmak için bu özellikleri kul - lanmak. Örneğin, moleküler gastronomi şeflerin lezzet, koku, görünüm, doku ve dokunsal hissin nasıl etkilendi - ğini anlamalarını sağlıyor. Bir başka deyişle, moleküler gastronomi, yemek yapım sürecinde şeflere birkaç farklı şekilde yardımcı olabilir. Öncelikle, moleküler gastrono - mi gıda bileşenlerinin nasıl reaksiyon verdiğini anlamak için kullanılır. Bu sayede, şefler gıdaların lezzet ve aroma profilini optimize edebilir. Ayrıca, moleküler gastronomi, pişirme teknikleri, emülsiyonlar, köpükler, jeller ve diğer teknikler gibi modern yemek yapma tekniklerinin geliş - tirilmesine de katkıda bulunur. Moleküler gastronominin bir diğer önemli uygulaması, yeni yiyeceklerin ve malze - melerin keşfedilmesidir. Örneğin, yosun ve diğer deniz ürünleri moleküler gastronomi sayesinde yenilikçi ve il - ginç yemeklere dönüştürülebilir. Yemeği pişirirken sıcaklık önemli bir etken. Farklı pişir- me yöntemleri yemeğin kimyasını, yemeğin tadını nasıl etkiliyor? Farklı pişirme yöntemleri, yemeğin kimyasını ve tadı - nı farklı şekillerde etkileyebiliyor. Buna en güzel örnek “Maillard reaksiyonu” olabilir. Maillard reaksiyonu, gıda - ların pişirilmesi veya kızartılması sırasında meydana ge - len kimyasal bir reaksiyon… Bu reaksiyon, proteinlerin ve Her gıdanın içerisinde kendine özgü renk pigmentleri var. Eski dönemlerde bu renk pigmentlerinden yediğimiz yemeklerin dışında halı yapımı, kumaş yapımı gibi birçok yerde yararlanılmış. Gastronomide ise yiyeceklerin istenen renkte olması için bazı kimyasal yöntemlere başvurulabiliyor. Bu durumda “Bilim, şeflerin yanında” diyebilir miyiz? Bilimin gelişimi, şeflere yeni teknikler ve araçlar sağladı. Mesela moleküler gastronomi adı verilen bir yaklaşım, yemeklerin kimyasal ve fiziksel prensiplerini anlamak ve kullanmak üzerine odaklanıyor. Emülsiyonların nasıl stabilize edileceği, moleküler köpüklerin nasıl oluşturulacağı gibi konular moleküler gastronominin çalışma ala - nına giriyor. Ayrıca, duyusal analiz yöntemleri ve aroma kimyası da yemeklerin lezzetini ve tat algısını anlamak için kullanılan bilimsel araçlardır. Bu yöntemler, gıdaların bileşenlerini ve aromalarını daha iyi kontrol etmek için şeflere rehberlik etmekte… Ancak gastronomi sadece bilime dayanmaz, aynı zamanda yaratıcılık ve deneyim ge -

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=