Akkim Gündem | Sayı 26

www.akkim.com.tr 37 kült eseri 1984 gibi yiyecekleri gri, tatsız tuzsuz bir halde sunar bizlere… Yine de en belirgin tas - virlerden biri, Harry Harrison’un “Make Room! Make Room!” kitabından uyarlanan 1973 yapımı Soylent Green’de değil midir? 2022 yılında aşırı nüfus yüzünden açlık sınırına gelen ve yeni besin kaynakları arayan insanoğ - lunun halini anlatan filmi henüz izlemediyseniz, listenize almanızı tavsiye ederiz. Peki, geleceğe dair gıda senaryolarıyla ilgili Soylent Green bize nasıl bir öykü anlatır? Film, yiyecek stoklarının tükendiği dünyada ancak sınırlı alanlarda tarım yapılıp mahsullerin zenginlerce bölüşüldüğü, halkın soya fasulyesinden üretilen sarı ve kırmızı tabletlerle beslendiğini gösterir. Bu krize çözüm arayan bir şirketin filme adını veren “Soylent Gre - en” isimli bir gıdayı halka tanıtmasıyla gelişen olaylar örgüsü gerçekten etkileyicidir. Filmin fi - nalindeyse “Soylent Green” denilen tabletin as - lında ne olduğunu öğreniriz. Sinema tarihinden daha günümüze doğru yak - laştığımızda Blade Runner 2049’a yer açmak şart. Distopik bir geleceği anlatan filmin arka pla - nında yiyeceklerle ilişkimize dair görüntüler işle - nir. Noodle satıcıları, egzotik barlar gibi… Ancak en çok da gıda, tarım ve ekosistemlerle ilgili te - malar filmde sürekli karşımıza çıkar. Özellikle de protein olarak kurtçukların gösterildiği sahneler dikkat çekicidir. Biraz da bugünün gerçek dün - yasında, alternatif protein olarak böcek üretimi üzerine çalışanları düşündüğümüzde… YEMEK YERINE HAP Yemek pişirmek, özenle kurulu bir sofrada ye - meğin tadını çıkarmak yerine, nedense bilimkur - gu filmlerinde hap ile beslenme en çok bilinen gelecek tasviri oldu. Bu fikrin kaynağı, 1893 yılına kadar dayanıyor. Bu yıl Chicago Dünya Fuarı’na hazırlık olarak Ameri - kan Basın Derneği, yazarlardan 100 yıl sonrasını, yani 1993 yılında insanlığı nasıl bir dünyanın bek - lediğini yazmalarını istedi. Pek çok yazı yazıldı, birçoğu dönemin yerel gazetelerinde yayımlan - dı. Ancak bu yazılardan biri vardı ki, işte en etkili imgelem bu satırlarda saklıydı. Yazarı ise, Ame - rikan kadın hakları savunucusu Mary Elizabeth Lease’ten başkası değildi. Lease, 1993 yılında insanların sentetik gıda maddeleriyle beslene - ceğini kaleme alırken, kadınların mutfaktan “kur - tulacağı” üzerine bir dünyaya odaklandı. 1936’da Jefferson City Post Tribune gazetesinde yer alan Colombia Üniversitesi’nden Dr. Milton A Bridges imzalı yazıda şu satırlar yer aldı: “İnsanoğlu hiçbir zaman yemek yerine hapla ye- tinmeyecektir… hapın yeterli kalori içermesi müm- kün değildir. Gerekli vitamin ve mineralleri haplar- dan edinebilirsiniz; ama kalori almak için yemek dışında başka bir yol yoktur.” 1900’lü yılların sonuna doğru gıda kaynaklarının hızla artan nüfusu karşılamakta zorlanacağı kay - gısı, içinde bir insanın yaşamını idame etmesi için gerekli ihtivaya sahip haplarla giderileceği fikrini doğrularken, sinemanın da bunu beyazperdeye taşıması olağan bir gelişme oldu. Burada son sözü 2006 tarihli Geleceğin Yemek - leri başlıklı kitabında Warren Belasco’ya ver - mek gerekiyor: “Birçok kişi yemek yerine haplara başvurmayacağına dair yemin etse de gelecek kuşakların, bilim ne getirirse ona razı olacakla- rına inanıyor: hap, yosun ya da diğer distopyan ürkünçlükler…” 1900’lü yılların sonuna doğru gıda kaynaklarının hızla artan nüfusu karşılamakta zorlanacağı kaygısı, içinde bir insanın yaşamını idame etmesi için gerekli ihtivaya sahip haplarla giderileceği fikrini doğrularken, sinemanın da bunu beyazperdeye taşıması olağan bir gelişme oldu.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=