Akkim Gündem | Sayı 24

AkkimGündem l 21 Mart - Haziran / Sayı 24 denlerle yeterince kullanılamıyor. Yeşil hidrojenin yaygınlaşmasının önün- deki bir diğer engel ise, elektroliz yoluyla hidrojen üretmek için kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 30’unun kaybolması. Ayrıca, hidrojenin amonyak gibi diğer taşıyıcılara dönüşümü yüzde 13 ila 25 oranında enerji kaybına neden olabiliyor. Son dönemlerde hidrojen enerjisi Paris Anlaşması kapsamındaki karbon- suzlaşma hedeflerini gerçekleştirmek için kullanılacak enerji alternatifle- rinden biri olarak görülüyor. Yeşil hidrojen, hem Paris İklim Anlaşması’nın taahhütlerini yerine getirmek için hem de dünyadaki enerji sorununun çö- zümü için bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Pek çok ülke yeşil hidrojenden daha çok faydalanmak üzerine stratejiler geliştiriyor, yeşil hidrojeni des- tekleme politikaları açıklıyor. Destekleme politikaları teknolojiye hazırlık, pazara girme, pazar büyümesi gibi aşamaları kapsıyor. Türkiye de yeşil hid- rojen pazarında kayda değer bir potansiyele sahip. TÜRKİYE’DE YEŞİL ENERJİ Devletler gerek emisyon azaltımı ya da dekarbonizasyon gibi hedeflere ulaşmak gerekse de ülkelerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve dışa bağım- lılıklarını azaltmak için yenilenebilir enerjilere yöneliyor. Türkiye, küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarının önemli oyuncuların- dan biri olmaya aday ülkeler arasında gösteriliyor. Shura Enerji Dönüşümü Merkezi’nin, Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji Ajansı iş birliği ile hazırladığı Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhra- cat Potansiyelinin Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi Raporu, Türkiye’nin 2050’de yıllık 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üretme potansiyeli- ne sahip olduğunu ortaya koyuyor. 2050’de yıllık 1,5 ila 1,9 milyon ton hidrojen ihracatının mümkün olduğu- na dikkat çekilen raporda, bu sayede yeşil hidrojenin Türkiye ekonomisine katkısının yıllık 6 ila 8 milyar dolar arasında olabileceği öngörülüyor. Raporda yer alan değerlendirmeye göre, 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üreti- mi için 2050’ye kadar toplam 85 ila 119 milyar dolar arası yatırım gerekiyor. Raporda, 2050’ye kadar imalat, doğal gaz ve ulaştırma sektörlerinin toplam enerji talebinin yüzde 10 ila yüzde 5’inin yeşil hidrojenle ikâme edilmesi halinde, yıllık 1 ila 2 milyon ton yeşil hidrojen yurt içi talebi ortaya çıka- cağı belirtiliyor. Ulaştırma sektörü 2050’ye kadar yurt içi talebin yarısını oluşturacak. Bu süre içinde hidrojen talebinin dörtte biri sanayi, geriye ka- lan kısım ise yeşil hidrojeninin doğal gaz şebekesine karıştırılması yoluyla kullanılacak. “Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki kayda değer potansiyeli, 2050’ye giden süreçte bölgemizde yeşil hidrojen ve amonyakta rekabetçi fiyatların oluşmasına da ciddi katkılar sağlayabilir. Elbette rekabetçi fiyat ortamı da bu alandaki piyasanın derinleşmesine ve genişlemesine, daha fazla piyasa oyuncusunun ticarete dâhil olmasına imkân verecek. Diğer bir deyişle, Türkiye’nin yeşil hidrojen alanında kaydedeceği başarılar bölgemizde çarpan etkisine sahip olacak.” Caner Can, T.C. Dışişleri Bakanlığı Enerji Danışmanı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=